Kedilerde lenfoma, bağışıklık sisteminde yer alan lenfosit hücrelerinin anormal ve kontrolsüz çoğalmasıyla ortaya çıkan kötü huylu bir tümör türüdür. Bu hastalık, kedilerde en sık görülen malign tümörlerden biridir. Lenfoma, vücudun farklı bölgelerinde gelişebilir ve belirtiler, etkilenen organlara göre değişiklik gösterebilir.
Kedilerde lenfoma gelişiminde en önemli risk faktörlerinden biri Feline Lösemi Virüsü (FeLV) enfeksiyonudur. Araştırmalar, lenfoma tanısı konan birçok kedinin tümör dokularında FeLV’ye ait genetik izler bulunduğunu göstermektedir. Bu virüs, bağışıklık sistemini zayıflatarak hücresel düzeyde değişimlere yol açar ve kanser gelişimine zemin hazırlar. FeLV taşıyıcısı kedilerde lenfoma görülme olasılığı, virüsü taşımayan kedilere göre belirgin şekilde daha yüksektir. Bu nedenle FeLV enfeksiyonunun önlenmesi ve erken tanısı, kedilerde lenfoma riskini azaltmada kritik bir rol oynar.

Kedilerde Lenfomanın Belirtileri Nelerdir?
Kedilerde lenfoma, vücudun farklı bölgelerini etkileyebilen bir hastalıktır. Bu nedenle belirtiler, tümörün hangi organı tuttuğuna bağlı olarak değişiklik gösterebilir. Genel olarak aşağıdaki semptomlar, kedilerde lenfoma olasılığını düşündürebilir:
- Sürekli halsizlik ve iştahsızlık
- Kilo kaybı
- Boyun, kasık veya koltuk altı bölgesinde fark edilen şişlikler (lenf bezlerinde büyüme)
- Kusma veya ishal (özellikle bağırsak lenfomasında)
- Solunum güçlüğü veya öksürük (göğüs boşluğu tutulduğunda)
- Ağız, burun veya ciltte kitle oluşumu
- Su içme ve idrara çıkmada artış
- Davranış değişiklikleri veya hareket isteksizliği
Bu belirtilerden biri ya da birkaçı gözlemlendiğinde, veteriner hekime başvurulması erken tanı ve tedavi açısından kritik önem taşır.
Kedilerde Lösemi (FeLV) ile Lenfoma Arasındaki İlişki
Kedilerde görülen bazı kanser türlerinin temelinde Kedi Lösemi Virüsü (FeLV) enfeksiyonu bulunabilir. Özellikle lenfoma (lenfosarkom) hastalığı, FeLV ile yakından ilişkilidir. Bilimsel araştırmalar, FeLV taşıyan kedilerin lenfoma geliştirme riskinin taşıyıcı olmayan kedilere göre çok daha yüksek olduğunu ortaya koymaktadır.
FeLV, bağışıklık sistemini hedef alan bulaşıcı bir retrovirüs türüdür. Bu virüs, vücuttaki belirli hücrelerin genetik yapısını değiştirerek tümör oluşumuna zemin hazırlar. FeLV’nin lenfoma gelişimine etkisi, hem hastalığın ortaya çıktığı yaşa hem de tümörün vücutta tuttuğu bölgeye göre farklılık gösterebilir.
Anatomik Form (Hastalığın Görüldüğü Yer)
FeLV ile enfekte kedilerde genellikle aşağıdaki lenfoma türleri gözlemlenir:
- Multisentrik Lenfoma: Birden fazla lenf düğümünü etkiler.
- Mediastinal Lenfoma: Göğüs boşluğundaki lenf dokularını hedef alır.
- Renal Lenfoma: Böbrekleri etkiler.
Bu türlerin ortak noktası, FeLV’nin genetik izlerinin tümör dokularında sıklıkla tespit edilmesidir. Buna karşın, gastrointestinal (sindirim sistemi) lenfoma genellikle FeLV ile ilişkili değildir ve çoğunlukla FeLV negatif kedilerde görülür.
Hastalığın Ortaya Çıkış Yaşı
FeLV enfeksiyonu, lenfomanın daha genç yaşlarda ortaya çıkmasına neden olabilir. Bu virüsü taşıyan kedilerde hastalık genellikle 3 yaş civarında, FeLV taşımayan kedilerde ise 7–8 yaş gibi daha ileri dönemlerde gelişir.
Bu nedenle, FeLV enfeksiyonunun kontrolü ve erken teşhisi, kedilerde lenfoma riskini azaltmada hayati önem taşır.
Kedilerde Lenfoma Kanseri Nasıl Teşhis Edilir?
Kedilerde lenfoma teşhisi, öncelikle hastalığın oluşturduğu klinik belirtilerin değerlendirilmesiyle başlar. Lenf bezlerinde meydana gelen şişlikler veya diğer lenfoma belirtileri, veteriner hekimin tanı sürecini yönlendiren önemli ipuçlarıdır.
Fiziksel muayene sırasında lenf bezlerinde büyüme ya da karın içinde kitle tespiti yapılabilir. Bu bulguların ardından gerçekleştirilen kan testleri, kedinin genel sağlık durumu ve bağışıklık sistemi hakkında bilgi verir. Tanının netleştirilmesi ve hastalığın yayılımının belirlenmesi amacıyla röntgen ve ultrason gibi görüntüleme yöntemleri kullanılır.
Kesin tanı için, etkilenen dokulardan alınan ince iğne aspirasyonu veya biyopsi örnekleri patolojik incelemeye gönderilir. Bu kapsamlı ve sistematik teşhis süreci, hastalığın evresini belirlemeye ve uygun tedavi planının oluşturulmasına temel oluşturur.
Kedilerde Lenfoma Kanseri Nasıl Tedavi Edilir?
Lenfoma, kedilerde en sık görülen kan kanseri türlerinden biridir ve uygun tedavi yaklaşımlarıyla kontrol altına alınabilir. Tedavi planı; hastalığın tipi, evresi ve kedinin genel sağlık durumuna göre veteriner hekim tarafından bireysel olarak belirlenir.
En yaygın tedavi yöntemi kemoterapidir. Bu yöntemde, CHOP gibi protokoller kullanılarak farklı ilaç kombinasyonlarıyla tümör hücrelerinin çoğalması engellenmeye çalışılır. Bazı kediler kemoterapiye iyi yanıt verir ve aylarca hatta yıllarca remisyon (hastalık belirtilerinin kaybolması) dönemine girebilir.
Kemoterapiye uygun olmayan ya da hastalığın ileri evresinde bulunan kedilerde, kortikosteroidler (örneğin prednizolon) ile semptomların hafifletilmesi hedeflenir. Bunun yanında, sıvı desteği, dengeli beslenme, ağrı kontrolü ve bağışıklık sistemini güçlendirici destek tedaviler uygulanabilir.
Her ne kadar lenfoma tamamen tedavi edilebilen bir hastalık olmasa da, erken teşhis ve düzenli tedavi sayesinde kedinin yaşam süresi uzatılabilir ve yaşam kalitesi önemli ölçüde artırılabilir. Tedavi süreci boyunca iştah azalması veya bağışıklık zayıflaması gibi yan etkiler yakından izlenmeli ve veteriner hekimle sürekli iletişim halinde olunmalıdır.

Kedilerde Lenfomadan Korunma Yolları
Kedilerde lenfoma riskini azaltmanın en etkili yolu, Feline Lösemi Virüsü (FeLV) enfeksiyonunun önlenmesidir. Bu kapsamda, kedilerin FeLV aşısı ile düzenli olarak aşılanması, virüs taşıyan kedilerle temasının engellenmesi ve özellikle yavru kedilerin erken dönemde test edilerek teşhis edilmesi büyük önem taşır.
Bunun yanı sıra, düzenli veteriner kontrolleri, bağışıklık sistemini destekleyen dengeli beslenme ve stresin en aza indirilmesi gibi koruyucu yaklaşımlar da lenfoma gelişme riskini önemli ölçüde azaltır.
Sağlıklı bir yaşam rutini ve erken önlem, kedilerde lenfoma dahil birçok ciddi hastalığa karşı en güçlü koruma yöntemidir.
Kaynaklar
Alan, E. M., Erdoğan Bamaç, Ö. & Koenhemsi, L. (2022). Evaluation of Platelet Count and Platelet Indices in Cats and Dogs Diagnosed with Lymphoma. Kocatepe Veterinary Journal, 15(3), 332-341. DOI: 10.30607/kvj.1133202
Almendros, A., Chan, L.-K., dos Santos Horta, R., Nekouei, O., Hill, F. & Giuliano, A. (2024). Description and Characterization of Different Types of Lymphoma in Cats in Hong Kong. Animals, 14(11), 1654. DOI: 10.3390/ani14111654
Kutlu, T., Filikci, K., Monsef, Y. A. & Kutsal, O. (2018). Köpek ve kedi lenfomalarının retrospektif değerlendirmesi (1985-2015). Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi Dergisi, 65, 93-98.
Silva, D. H. L., Ecco, R., Pierezan, F., Cassali, G. D., Reis, J. K. P., Gonçalves, A. B. B., Bicalho, J. M., Delarmelina, E. & Leme, F. O. P. (2022). Classification of lymphoma in cats and its relationship with the detection of feline leukemia virus proviral DNA. Pesquisa Veterinária Brasileira, 42, e07021. DOI: 10.1590/1678-5150-PVB-7021


